29 Mart 2010 Pazartesi

Ve Filozof

Bir dağın doruğunda yaşar filozof tıpkı sizin gibi tıpkı benim gibi ya da orada yaşayanlar gibi.

Bir dağın doruğudur filozofun bölgesi çizgiler var yamaçlara doğru aşılmayan.

Sadece aşılmayan değil aşılması istenilmeyen ve dağın eteğinin olduğu da kesin değildir.

Söylentiler hakimdir filozofun yaşadığı dorukta, kimisi der ki ;dağ sadece doruktan ibarettir,altında boşluk var,kimisi der ki ;altında da insanlar var tanrıların cezasını alan.Ama hepsi de haklı gibidir.

Öyle bir dağ ki; başında sis dibinde sis ne var ne yok belli değil.

Kimisi derki; tanrılar var sisin üstünde, kimisi de derki; canavarlar var çizgilerin dışında.

Kar yağar, yağmur yağar ya tanrılar kızar ya da ödüllendirir dağlıları.

Filozof merak eder gökyüzünü sadece bakar. Hani bir dev olsa ulaşabilse gökyüzüne belki tanrıları da görür.

Birden düşünüyor filozof ya bir dev olsa birden dev oluyor sanki gökyüzüne ulaşıyor sislerin arasından hem de dağın eteklerine kadar basmışken ayakları.

O tanrıları aramaya koyulurken boş tahtlarla karşılaşıyor, işte o an aklına geliyor, olması olabileceği gibi olmaması da olasıdır tanrılar.

Burası gökyüzü öyleyse öyle bırakmalı diyor kendine yeryüzüne dönüyor, küçük bedeninin içine.

Gözleri çizgilere ilişiyor o zaman. Anlıyor artık çizgileri aşması gerektiğini.

Çizgilere yöneliyor bir araya geliyor diğerleri biri diyor ki canavarlar var orada çizgiyi geçersen parçalarlar seni.

Filozof karalı bir şekilde konuşur; Peki ama biz aşmaktan korkarken çizgileri canavarlar var diye, canavarlar neden aşmaz çizgileri onlarda mı korkuyor bizden.

Ve eğer bu canavarlar varsa bile çok uslu olmaları gerekir, onları hiç duymadım neden?

Ve sizlere sorarım canavar da nedir ben hiç görmedim de?

Çizgilere yaklaşır filozof kimisi korkuyor gelecek olacak felaketlerden. Kimisi aforoz ediyor filozofu, kimisi de nefret ediyor ondan çizgilerden nefret etmeyeceği karar.

Ama filozof geçiyor çizgileri ve gözlerinde kayboluyor korkakların öfkelilerin.

Çizgiyi epeyi geçmişti filozof bir şey görememiş sadece indikçe hava daha da güzelleşmekteydi, derken dağın eteğine yaklaşır.

Gördüğü güzel bir ovadır. Tekrar düşüncelere dalar o an gelmiştir aklına ya şimdi de rüyadaysa ya da hayal kuruyor da bir an kendine gelip görürse dorukta kendini tekrardan.

Neyse diyor kendi rüyada da olsa güzelmiş çizgilerden öte.

Dağın eteğine vardığı an aklına gelir başka dağların olabileceği etrafa bakınca öyle olduğunu görür.

Binlerce dağın gizlendiği yerdir aslında çizgilerden ötesi.

Çıkıp her şeyi anlatmak isterken doruktakilere vazgeçip der ki; onlar da inip bunu hak etmeliler.

O günden sonra koyulur filozof yola başka dağlara doruklara ulaşmaya.

Asım BARAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder