28 Mart 2010 Pazar

ARİSTOTELES VE ATİNA SEVGİSİ

Aristoteles kırk bir yaşındayken Makedonya kralı Filip, Makedonyalı bilgeyi oğlu İskender’in eğitimi için Atina’dan Pella sarayına çağırdı. Filozofu orada on üç yaşında saralı ve alkol düşkünü bir oğlan bekliyordu. Bu barbar(kelimenin tam anlamıyla barbar)çok geçmeden öğretmenine şöyle yazmıştı:’’İktidarımın ve ülkemin genişlemesinden çok, iyinin bilgisinde kendimi göstermek istiyorum.’’
Aristoteles, İskender’in bu niyetine sadık kalmamasını önleyemezdi. Genç kral dünyanın fethine çıkarken, Grek şehir devletlerini, bugün’’Quisling yönetimi’’(manga yönetimi)olarak adlandırdığımız türden bir yönetime bırakmıştı. İskender ayrıca bir filozofu, yaşamı boyunca sadık öğrencisi için hayranlığını gizleyememiş olan Aristoteles’i de bırakıp gitmişti. Dahi öğretmen Atina’ya geri döndüğünde, bu hayranlığından ötürü çok acı çekti. Makedonya sultası altında özgürlüğe susamış olan Atinalılar, bu Makedonyalı bilgeyi hain olarak görüyorlardı. Platon’un Akademi’deki halefleri, Isokrates ve onun hitabet okulu, Demosthenes ve kışkırttıkları, bunların hepsi, onun idamını, hiç olmazsa sürgüne gönderilmesini istiyorlardı. Sonunda Aristoteles sevdiği bu kenti terk etmek zorunda kaldı. Atinalılara ’’felsefeye karşı ikinci defa günah işleme fırsatı vermek istememişti.’’(Daha öne Sokrates idama mahkûm edilmişti.)Birkaç ay sonra İ.Ö.322 diye bilinen bir tarihte, Khalkis’de öldü. Diogenes Laertius onun, baldıran zehri dolu kâseyi elinde tutan Sokrates gibi, umutları kırılmış, acılar içinde ve yapayalnız öldüğünü bildirir.


Asım BARAN

Kaynak:Heidegger:Bir Filozof ,Bir Alman,HÜHNERFELD Paul,(Çev:Doğan ÖZLEM)Paradigma, Birinci Basım 2002 ,Say(6)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder