
Kendimizi bir satranç oyunu oynarken hayal edelim. Birçok kişi de bizi izliyor olsun. Satrancı kiminle oynadığınız pek mühim değil ve Nietzsche de izleyicilerden biri olsun. Biz oyun oynarken izleyen birçok kişi bize nasihatler verecek bize yaptığımız iyi veya kötü hamleleri belirtecek kimisi ise sadece sözlü sataşmalarda bulunabilecek. İşte Nietzsche tam da bu anda sahneye çıkacak ve diyecek ki;
Ey kardeşim sana kim ne derse desin takılma öncelikle efendileri yık kendi oyununu kendin oyna. Bilindik alışılagelmiş oyunlara takılıp da kendini onların oyununa katma hatta oyununu kendin en başından kur ama önce kendini bul kendin ol.
Sana kim daha iyi olacağın yönünde nasihatler veriyorsa alma bu sayede senden daha iyi olduklarını, zeki olduklarını göstereceklerdir. Onun için kulağını kapa dinleme.
Kazanırsan zaten kazanırsın ama bir de kendin oynadığın için kazanırsan daha ne mutluluk istersin bundan daha fazla olan.
Öyle bir oyna ki kaybetsen bile bunu kabullenebil. Ben yaptım diyebil. Ve yenilsen bile diyeceğin'' bu yenilgi benimse benim olan her şeyi severim bu yenilgi de dâhil.''
Mükâfatı yok diye üzülme cezası da yok sonuçta. Sınırlı olsa da oyun biteceğini bile bile oyna mükâfatı beklemeden. Ama bu seni karamsarlaştırmasın bu durumunu kabul et ve her hamlede evet de.
Asım BARAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder